En çok kullanılan programlama dilleri?

1 yorum

Daha önce Hangi Programlama Dili ? başlıklı yazımda da belirttiğim gibi şimdi bu konuya değinmek istedim. Söz konusu yazımda da vermiş olduğum linkteki tablo aşağıdaki gibidir.

1 1 Java 21.701% +0.17% A
2 2 C 14.908% -3.15% A
3 4 (Visual) Basic 10.748% +0.12% A
4 5 PHP 10.204% +1.08% A
5 3 C++ 9.938% -0.82% A
6 6 Perl 5.416% -0.01% A
7 8 C# 3.583% +0.59% A
8 7 Python 3.025% -0.12% A
9 9 JavaScript 2.722% +0.28% A
10 13 Ruby 2.065% +1.13% A
11 12 PL/SQL 1.860% +0.82% A
12 11 SAS 1.395% -0.54% A
13 16 D 1.370% +0.82% A
14 10 Delphi 1.224% -0.88% A

Bu tablo Ekim 2007 dünya proramlama dillerinin kullanım istatistiği. Her ay güncelleniyor ancak çok farklar oluşmuyor.
Tamamen kendi gözlemlerimden oluşan Türkiye sıralaması da şu şekilde;
  1. Delphi
  2. Php
  3. VBasic
  4. C/C++
  5. Asp
  6. C#
  7. Java
Bu adar sıralama yeterli. Şimdi kıyaslamaya geçelim. Dünyada 1. sırada olan ve %21 gibi müthiş bir orana sahip olan Java Bizde alt sıralarda. Diğer ilginç örnek; Dünyada 14. sırada ve %1.22 gibi bir kullanımla üstelik düşüşte olan Delphi biz de 1. sırada.
Hımm... Büyük bir çelişki var gibime geldi. Yok yok aslında eminim. O zaman bunun sebeplerini irdelemekte fayda var. Tamamen şahsi görüşlerimdir, katılmak zorunda değilsiniz ama katılmamanız gerçekleri değiştirmeyecek :)

  • Dünya ve Türkiye'deki yazılım talepleri hem kalite hem de istek bazında çok farklı boyutta. Ülkemizde ağırlıklı olarak Veri Tabanı / Masaüstü paket programlar revaşta. Dünya da ise daha komplike çalışan ve birçok platformu (Win/Linux/Web/PDA) aynı anda destekleyen projeler istenmekte ve yazılmakta.
  • Dil seçiminde en önemli şeylerden birisi yazılacak programdır. Dolayısıyla Türkiyede istenen veya satılabilen projelere en uygunu yani Delphi, dünyada ise Java en çok kullanılan dil haline gelmiştir.
  • Ülkemiz hem yazılımcılar bazında hem de müşteri bazında dünyayı birebir takip edebilen bir yapıya malesef sahip değildir. Dolayısıyla arada bu derecede bir çelişki oluşmaktadır.
  • İşin başka ve acı boyutlarından birincisi Üniversitelerimizde verilen programlama derslerinde hem yanlış yönlendirmeler olması hem de yetersiz kalınmasıdır.
  • İkinci acı olay ise bu öğrenci arkadaşlarımızın mesleğe atılmalarıyla başlıyor. Ya da alaylı olarak yetişen arkadaşlarımız. Fark yapmaz. Malesef projelerimiz yeterli ArGe, planlama, modelleme, analiz yapılmadan alelacele ve üstünkörü hazırlandığı için; program - müşeri memnuniyeti - geliştirme gibi alanlarda sorunlar çıkması. Şimdi bu konunun dil seçimiyle alakasını kuramadıysanız biraz daha düşünün derim.
  • Bizleri hazırı seven, beleş mezar bulsak acaba girsem mi diye düşünen bir hale getirdiler. Kimler olduğunu siz de çok iyi biliyorsunuz. Dolayısıyla Java gibi başlı başna bir platformda boğuşmak şimdilik kimsenin işine gelmiyor. Ne zaman ki mecbur kaldık yani yumurta yaklaştı o zaman mecburiyetlerden dolayı işin içine gireriz.
  • Eğitim Şart ! başlıklı yazımda da değindiğim bastırılmış gençlik. Bunun da alakasını kuramadıysanız biraz bahsedeyim. Programlamada ve yeni dil/platformlara merak ve öğrenme arzusu, hakkıyla kullanma becerisini edinebilme duygusundan yoksun olduğumuz için geişmeleri 3-5 sene sonra ancak takip etmeye ÇALIŞIYORUZ.

- Eee canım olmuş? Piyasa bunu istiyor bizde bunu biliyoruz. Amma abarttın olayı! diyenler olabilir.
El Cevap :
- Siz bu kafayla devam edin. Elin oğlu gelsin ülkemizde satsın SAP' ını....

Yazılım piyasası hem gelişme hem de değişim olarak çok hızlı ilerliyor. Biz hala açık trübünden seyreyliyoruz. Böyle giderse staddan dışarı atacaklar. Daha ne kadar müslüman mahallesinde salyangoz sattıracağız? Biz ne zaman başka ülkelerde hurma, çiğ köfte, lahmacun satmaya başlayacağız.
//Sanırım açlık başıma vurdu. Fazla uzatmayayım hemen bir çözüm algoritması üreteyim;
  1. Son cümleler yazılır
  2. 'Yazıyı Yayınla' butonuna basılır
  3. LapTop'un kapatma düğmesine basılır
  4. Koltuktan kalkıp ışık kapatılır
  5. Mutfaga gidilir ve 'karnını doyurmak' proedure si çalıştırılır. // Sahur için ;)
Hadi bana afiyet olsun. Selametle...

Msn maceraları 1 : Yongalılar

1 yorum

Zaman zaman hepimizi birileri çileden çıkartır. Çünkü bu asli görevler arasındadır. Bazen bizler de birilerini çileden çıkartırız. Neyse öz eleştirimizide yaptıktan sonra beni çileden çıkartan bazı kişi ve olaylara ara sıra değineceğimi belirtir ve ilk Yongalı yı (Beni çileden çıkartanlara taktığım bir sıfattır) anlatayım.

msn diyorki; filan kişi sizi eklemiş ne yapayım. Gabul buyur gelsin bakalım.

- Merhaba buyrun beni eklemişsiniz, ben kefukar.
- Evet ben ekledim.
- Evet biliyorum çünkü ben eklemedim :)
- Adınız ne ? nereden?
- nick kullanırım kefukar, TCP/IP den.
- Hımm. Benimki Gamze, Ankaradan. // Çattık gene kız çıktı. Al başına belayı. Kendimi ICQ da hissettim ama neyse bakalım ne çıkacak altından.
- Memnun oldum Gamze . Buyur seni dinliyorum.
- Benim delphi öğrenmem lazım yardmcı olur musunuz?
- Ben de pek bilmem ama elimden gelen bişey olursa fırsat buldukça olabilir. Nedir takıldığın nokta?
- Ben bu delphiyi anlamadım.
- Ben de senin ne demek istediğini anlamadım.
- Ya işte delphi öğret bana ne olur...
- Gamze, başka bir dil olsa neyse ama Delphi Türkiyede en çok kullanılan ve en çok Türkçe dokümana, foruma hatta video eğitimleriyle anlatılan bir dil. Dur ben sana linkleri vereyim.
- Yok yok biliyorum onları.
- Nasıl yani Türkçe pdf ler, destek forumları, eğitim videolarını biliyorsun, okudun izledin öyle mi?
- Evet baktım videolara. Zaten Filan yazarın kitabını da aldım. Ama gene de bişey anlıyamadım.
- Desene durum vahim. Valla Gamze sen kitapları, pdf leri, forumları, eğitim videolarını izlediysen ve hiçbir şey anlamadım diyorsan beni bırak Marco Cantu gelse gene sana Delphiyi öğretemez.
- Ama öğrenmem lazım.
- Öğren o zaman. Ama daha beyinler arası data transferi keşfedilmedi. Yani bu kafayla gidersen öğrenebilmek için bu icadı beklemen lazım. Hadi canım Rabbim Selamet versin.

Programlama Forumlarında Tatil Bitti

0 yorum

4 Aydır malumunuz üniversiteler tatildeydi. Dolayısıyla programlama forumlarının bir çoğundaki Admin ve Moderatorler de başlarını dinlediler. Ama zil çeldı. Gerçi üniversitelerde zil yok ama teşbih de hata olmaz.
Arık hemen hemen her forum da şöyle başlıkları yeniden görmeye başlayacağız;

  • Acil Yardım.
  • Kafayı yicem.
  • Allah rızası için bi el atın.
  • Yok mu bana yardım edecek
  • Acemiye yardım
  • Ödevim var nolur bir cevap
  • Abilerim ablalarım derdime çare
  • Yar bana bir eğlence....
Yetkiliden cevap : LOCKED!

Başlık zaten offside, ya içeriği. Oy oy oy.... Aman sabahlar olmasın. İçerik daha da haşat.

  • Okul takip programı yapmam lazım. Nasıl yaparım.
  • Elinde işletme programı olan var mı? Delphi'de...
  • Bitmez bu okul
Arkadaşlar, tamam acil yardıma ihtiyacınız olabilir. Ama bu ihtiyacınızı gidermenin ilk ve temel noktası doğru soru sormaktır. Hemen şunu okuyun. Düzgün Soru Sormanın Yolları. Hem siz kafayı yemeyin hem de yöneticiler.
Selametle.

Erkek Arkadaş 5.0'dan Koca 1.0'a Upgrade Sorunu

0 yorum

Alıntıdır :

Sayın Teknik Servis Yetkilisi,

Geçen yıl aldığım "Erkek Arkadaş 5.0" programını "Koca 1.0" seviyesine yükselttim. Ama tüm sistem performanslarında bir yavaşlama söz konusu.

Özellikle "ErkekArkadaş 5.0" bölümünde bulunan "Çiçek 8.0" ve "Mum ışığındaYemek 6.3" işlemleri "Koca 1.0" programında yok.

"Koca 1.0" programı devreye girince bir çok program devre dışı kaldı.

"Romantizm 9.5" ile "Özel Ilgi 6.5" kesinlikle devre dışı, ama bunun yerine "Sınırsız TV 0.4" ve "Maraton 1.35" sürekli çalışıyor.

"Sohbet 8.0" ve "EvTemizliği 2.6"yi çalistirinca da sistemi çökertiyor.

"Kavga 5.3", "Evi Terk Et 3.2" programı fayda etmedi.

"Koca 2.0" sürümünü yüklesem işe yarar mi? Sizce ne yapmam gerekiyor?

Imza

Umutsuz

***********************
Sayın Umutsuz.

Bir kere bu olayı şöyle görmeniz gerek "ErkekArkadaş 5.0" bir
eğlence paket programıdır, "Koca 1.0" ise başlı başına bir işletim sistemi.

"http:/ Beni sevdiğini düşünüyordum.html" komutunu yazarak
"GözYaşı 6.2"'yi indirin ve "Suçlu His 3.0"'ı güncellemeyi unutmayın.

Eğer bu uygulamalar doğru sonuç verirse "Çiçek 2.0" ile "Mum Işığında Yemek 2.1"
kısa bir süre için devreye girebilir. Ama sakın çok sık uygulamaya
koymayın yoksa "Koca 1.0" otomatik olarak koruma programı olan

"Sessizce Surat Asma 2.5"'i devreye sokar.

Ama ne yaparsanız yapın kesinlikle "Kaynana 1.0"'ı
çalıştırmayın.Ekran görüntüsünü bozan ve sistem kontrolünü kaybettiren bir virüs
ortaya çıkar.

Ayrıca "Erkek Arkadaş 5.0"'ı kesinlikle yeniden yüklemeyin. Bu
kabul edilmez uygulama ciddi sorunlar yaşatabilir ve "Koca 1.0" bunu
kaldıramaz.

"Koca 2.0 " ise size ek yük getirmekten başka ise yaramaz.

Kısacası "Koca 1.0" çok güzel bir işletim sistemi, ama sınırlı
hafızaya sahip ve yeni uygulamaları hemen kavramaya müsait
değil.Performans arttırıcı ek programlar tavsiye ederiz, mesela, "SıcakYemek 3.0"
ve "Sevgi Sözcükleri 7.7" çok faydalı olur.

Iyi Şanslar

// Bu konuyu detaylandıracağım. Kadın erkek ilişkileri, aşklar, evlilikler, sorunlar ve çözüm yolları.... Hepsini yazacağım. Yeterki takip edildiğimi bileyim :)

Oracle PL/SQL Uygulama Videosu

0 yorum



Oracle PL/SQL Uygulama Videosu (English)

C# Visual Studio Türkçe Eğitim Videoları

0 yorum

Başlık : VS yi çalıştırma ve proje geliştirmeye başlama
Açıklama: Visula Studio nasıl açılır , nasıl proje geliştirmeye başlanır ve kod yazılır.


Başlık : C# ile ekrana metin yazdırma , değişken tanımlama
Açıklama: C# ta ekrana metin yazdırma için kullanılan fonksyonlar,değişken tanımlama ,
Kullanııdan değer alma , kullanıcıdan alınan değerleri değişkenlere atamak.



Başlık : C# ile MSSQL ve Access e bağlanma
Açıklama: C# ile MSSQL ve Access veritabanlarına bağlanan örnek uygulama eğitimi.


Başlık : C# ta switch case kullanımı
Açıklama: C# ta şartlı dallanma yapıları switch-case kullanımı örnek anlatımlı.


Başlık : for ile döngü oluşturma
Açıklama: C# ta for ile döngü oluşturma örnek uygulama ile anlatım.


Başlık : while ile döngü oluşturma
Açıklama: C# ta while ile döngü oluşturma örnek uygulama ile anlatım.



Başlık : C# ta Koşullar-Karşılaştırmalar ( if kullanımı )
Açıklama: Bu videoda C# taki koşullardan ve kaşılaştırmalar.




Başlık : C# ile Windows Tabanlı Uygulama Geliştirme
Açıklama: C# ile windows uygulama geliştirme , basit bir uygulama örneği.


Emeği geçen herkese teşekkürler.

Hangi Programlama Dili ?

1 yorum


Açıkcası ben bu sorunun cevabını 3 yıldır arıyorum hala bulmuş değilim :)
Gençliğimde GWBasic le başlamıştım. Sonra Quick Basic çıktı ki uff o ne güzellik artık 10 - 20 - 30 gibi satır numaralarından kurtulmuş daha görsel bir editöre kavuşmuştuk. Küçük şeylerle mutlu olabiliyorduk.
Geçmiş geçti gitti şimdi ve gelecekten bahsetmek sanırım daha münasip. Mevcut diller ve kullanım oranlarını Buradan inceleyebilirsiniz. Tabiki bu dünyadaki istatistiği. Ülkemizde ise malumunuz bu grafik baya farklı. Bu konuya daha sonra değineceğim ben şimdi asıl mavcuya gireyim.

Bence en güzeli Hangi Programlama Dili ? sorusunu aşağıdaki soruları cevapladıktan sonra kendiniz yanıt vermenizdir .

  1. Bir dil öğrenmekteki amacım ne?
  2. Gerçekten gerekli mi öğrenmem?
  3. Kariyer mi? Para mı?
  4. Öğrenmek için ayıracağım süre ne kadar?
  5. Hagi alanlarda projeler geliştirmek istiyorum?
  6. IDE ve Syntax (yazım dili,şekli) olarak ruhumu okşuyor mu?
  7. Bu dil hala destekleniyor ve geliştiriliyor mu?
Bu soruları yanıtladıktan sonra kararı kendiniz rahatlıkla verebilirsiniz. Önemli olan o dil mi bu dil mi? diye çok vakit kaybetmeyin. Yoksa hiçbir dili hakkıyla öğrenemezsiniz (Tecrübeyle sabit). Yukarıdaki sorulara içtenlikle cevap verdikten sonra size uygun olduğuna inandığınız dile hemen başlayın ve artık aklınızda 'acaba şunu mu öğrenseydim, aslında şu dili daha çok övüyorlar' gibi şeytani vesveselere kulaklarınızı tıkayın.
Hangi dil olursa olsun ARAÇTIR. Amaç ise Programdır. Hakkıyla öğrendiğiniz bir dil varsa yani Programcıysanız, başka bir dile geçmek sizin en fazla 1 haftanızı alır. O da IDE ye ve Syntaxlara alışma zamanıdır. Algoritma aynı, OOP aynı, if aynı if for aynı for....

Artık hangi programlama dilini öğreneceğinizi biliyorsunuz ve aklınızda şüphe yok. Eee daha ne duruyorsunuz ? Ne başladınız mı? Peki Allah zihin açıklığı versin. Kolay Gelsin. Başarılar ;)

Eğlenceli Virüs Olur mu ?

0 yorum



Geleceğin Virüslerinden. Karşınızda The Chosen One!

Acayip Hayvanlara Benziyirsen

0 yorum



Hüseyin TURAN'ın güzel türküsüne(Acayip Hayvanlara Benziyirsen) @selchukgraphics arkadaşımızın güzel bir klip çalışması.

NOT: Yarası olan herkes üstüne alınmakta özgürdür!

Linux ve İlerisi = Moraaz.Org

0 yorum


Kurucularından olduğum www.moraaz.org 3 ncü yılında daha güçlü ve daha kararlı.

Buradan tanıtım slaytını izleyebilirsiniz.

Linux ve açık kodlu uygulamalar hakkında temelden ieri seviyeye kadar bilgilere ulaşabilmenizi hedefleyen moraaz.org , gün geçtikçe büyümeye ve gelişmeye devam ediyor. Herşey Özgürlük için ! :)
En popüler Linux dağıtımlarının anlatımlarını bulabileceğiniz moraaz.org ilgili videolarla da kütüphanesini destekleyecektir. Yeni yapıda herkese göre yerimiz ve her seviyeye verilen bilgimiz vardır. Haydi buyrun buyrun... www.moraaz.org

Linux anlatılır da, Linux altında programlama anlatılmaz mı ? Elbette anlatılır. C/C++, Python, PHP, Ruby, Lazarus gibi dillerle Linux altında program makale ve dersleri de yer alacaktır.

Siz de kendinize ve bilginize güveniyor, yazar olmak istiyorsanız bu bize gurur verir.


Gelecek Web'de mi?

0 yorum

Bidiğiniz gibi Web Programlama çok yaygınlaşmış ve her geçen gün yeni teknolojiler kazanmakta. Çok göz alıcı veya çok değişik/çarpıcı web uygulamaları yapılabilmektedir. Bir çok masaüstü programları bile yavaş yavaş Web üzerine kaymakta.
Buna en güzel örnek şüpesiz ki Google.. Web üzerinden video izleme, kitap okuma,oyun oynama, yazı editörü kullanarak belge oluşturup print edebilme v.s.v.s. http://directory.google.com/Top/Computers/Software/

Peki hiç düşündünüz mü neden web üzerinde bu tür uygulamalara ihtiyaç olsun ki diye?

Bunun 2 temel sebebi var:

1. İnternet konusundaki gibi bir hıza uygun fiyatlarla elbet bir gün kavuşacağız. Dolayısı ile internet daha da önemli bir dünya olacak. (Hala yeterli seviyede değil)

2. Özellikle M$ ın kasıtlı politikaları yüzünden tahminimce 3-5 yıl içerisinde artık Windows da öyle her program çalışmayacak ve her programlama dilinde uygulama yazılamıyacak.Win üzerinde çalışacak M$ programlarının da tuz oranı baya artacak ve tansiyonlarımızı iyice yükseltecek. Yani M$ ın izin verdiği dilde ve tarzda olacak. Bu kısım benim şahsi düşüncem katılmaya bilirsiniz.

İşte bu bilgiler ışığında web uygulamalarının geleceği inanılmaz parlak olarak görüyorum.Son kullanıcılar "neden para vereyim ki internetten işimi görüyorum zaten" şeklinde düşünmeye başlıyacaklar. (Tabi bu geçişin en son yaşanacağı ülkelerden birisi de Türkiye, ama mutlaka yaşanacak)

Madalyonun bir yüzü de gelecekte cep telefonları ile internet erişimin gelişmesi ve daha cazip hale gelmesi. Gene şahsi kanaatimce o günlere ulaştığımızda bazı PC kullanıcıları, PC yerine cep telefonlarını (Cep Bilgisayarları) tercih edecek.

Bu görüşümü destekler nitelikte bir alıntı...

Financial Times'da Google CEO'su Eric Schmidt tarafından yazılmış olan köşe yazısı, firmanın internetin geleceğine bakışını ve stratejilerini yasıtıyor. Tabi ki bizlere de yaratıcı fikirler üstüne düşünmemiz için fırsatlar sunuyor.

Yazının detayına girmeden sadece ana başlıklarını şöyle listelemek istiyorum:

* İnternet mobil cihazlarda, telefonlarda, gelişimini sürdürüyor olacak. Yani yeni nesil internet cepte olacak. Neden mi? Çünkü:
* Cep telefonları PC'lerden daha ucuz.
* Dünyada, PC'lerden 3 kat fazla cep telefonu var ve büyüme 2 kat daha hızlı olarak sürüyor.
* Cep telefonundan internete erişebilenlerin sayısı hergün artıyor.
* Dünya Bankası, dünya nüfusunun 2/3'ünden fazlasının en az bir cep telefonu şebekesinin kapsama alanı içinde yer aldığını bildiriyor.

Bunların dışında benimde eklemek istediğim bazı noktalar var:

* Cep telefonları ile online ödeme sistemi kurmak, faturalama imkanlarından dolayı daha kolay ve kullanışlı.
* Cep telefonu numaranız kullanıcı adı, üyelik, şifre ve bunun gibi dertlere son verebilir.
* GPS teknolojisi sayesinde çok geniş özelliklere sahip uygulamalar hazırlanabilir.
o Adres girmenize gerek kalmadan siparişinizin olduğunuz yere gelmesi
o Google Maps gibi servislerin çok daha etkin kullanılması
o ve diğerleri...
* Skype, MSN Messenger gibi uygulamalar cep telefonları ile çok daha fazla kişiye ulaşabiliyor ve pazarda çok daha geniş yer buluyor olacaklardır. Elbette bu tür yazılımların cep telefonları üzerinde kullanımlarının artması yine yaratıcı çözümleri beraberinde getirecektir.
* vs....vs...


Bu bilgiler ve tahminler ışığında diyebilirim ki GELECEK WEB de...Anladığınız gibi kastetiğim olay 3-5 firmaya şirketimizin de web sayfası olsun mantığı değil. Günümüzde Türkiye de bile bir çok web hizmeti yeniliği çıkıyor. Örnek vermek gerekirse; Her türlü banka işlemlerinizi, Fatura ödeme işlemlerinizi, iş/kayıt başvurularınızı hatta online sınava girme gibi. Daha da sayılabilir.

Sonuç olarak gelecek ne getirir kimse bilemez ancak, geriye dönük olarak teknolojinin geldiği noktaları düşünerek tahmin etmek de çok zor değil. Öyleyse bu gelişimi seyretmek yerine içinde yer almak olmalı amacımız öyle değil mi?

Ramazan Manzaraları 1

0 yorum

"Hoşgeldin Ey 11 Ayın Sultanı" diyerek karşılarız hep.
Bu sene de öyle oldu elbet.
Ramazan ile ilgili değişmeyen tek şey bu değil elbet.

  • Ağzından küfür eksik olmayan, abdest namaz nedir bilmeyen aç kalarak (tikkat buyurunuz bilerek Oruç Tutarak demedim) cennete gitme umudunu yinelerler.
  • Gayet mülayim bir psikoloji ile başlanılan gün, saatler ilerledikçe psikolojik değişimlere uğramanıza gebedir.
  • Hele ki iftara yertişmek ayrı bir curcuna. Trafik denen illet adamı dinden imandan çıkartmayı hemencecik beceriverir. Küfürlerin bini 1 para. Hoop Oruç nolcak?
  • Bu da yetmez iş iyice tatsızlaşır bazen. Kavga gürültü alır etrafı.
  • Hasbel kader kazasız belasız eve ulaşılırsa, bereketli bir kral sofrası bekler. Ama gözümüz doymaz şu yok mu bundan bu kadar mı? gibi manasız aç gözlü sorularla eş , anne, abla , yenge takdir edilmek yerine sıkboğaz edilir.
  • Allahü Ekber... Yarab sen kabul et. Şşşş yavaş ye kovalayan yok. Ama kim dinler ki. 30 dk. sonra görüşelim canım. Ahhh midem... Çok mu yedik ne... Yok canım ne münasebet.
  • Hadi çayınıda içtin al abdestini de teravihe git. Ya midem de bi ağrı var hiç sorma bu gün gitmesem iyi olacak. Tabi canım gerek yok bütün gün aç kaldın ya yeter o sevap sana.
Allah sonumuzu hayretsin.....

Yazılım Satın Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

0 yorum

Alakalı – alakasız bir çok sektöre çözüm ürettiklerini iddiada eden firmaların aslında alelacele ve amatörce program yaparak, çözüm yerine ekstra sorun ürettiler. Bu da sektörlerin programlara ve yazılım firmalarına şüphe ile yaklaşmalarına sebep oldu. Neredeyse simitçilere bile program yazmaya çalıştılar. Ne acı ki bu firmaların bazıları büyük paralar kazandıkları için kendilerini de büyük görmeye başladılar.

İşte bu noktada HOOOP diyorum. Yeter artık.

Buradan tüm KOBİ’lere ve sektörlere sesleniyorum. Alacağınız yazılımın ilk önce sakın fiyatına bakmayın. Tek ya da en önemli kriteriniz fiyat olmasın. Çok ucuza mal ettiğinizi zan ettiğiniz bir yazılım size olmadık yeni sorun ve sıkıntılar açabilir. Peki kendilerine sormaları gereken sorular ne olmalı ;

  1. Bu yazılım sayesinde işlerim düzene girecek mi?

  2. Bu yazılım sayesinde işlerim hızlanacak mı?

  3. Bu yazılımı üreten veya satan firma ürününe ne kadar güveniyor?

  4. Bu yazılımı üreten firma ürününe ne kadar destek veriyor?

  5. Bu yazılımı üreten firma ne kadar profesyonel, işini ne kadar önemsiyor?

  6. Bu yazılıma vereceğim para ne kadar sürede bana fazlasıyla geri dönecek?

Bunun yanında önemli hususlardan bazıları ise;

* Şirket Personelinin Eğitim ve beceri düzeylerinin tespit edilmemesi, yazılım ürünleri / hizmetleri satın alınırken yazılımı kullanacak olan kişilerin eğitim ve becerilerinin göz ardı edilmesi,

* Yazılım ürünleri satın alınırken şirket çalışanlarının mevcut sıkıntılarının ve önerilerinin alınmaması,

* Yazılım ürünleri satın alınırken şirketin mevcut verilerinin entegrasyonunun göz ardı edilmesi,

* Yazılım satın alınırken şirketin ileriki dönemlerde ihtiyaçlarının tanımlanmaması ve bu sebeple ileriki dönemlerde alınacak ek yazılımlarda entegrasyon sıkıntıları yaşanması,

Kriterleri ve önemli bazı hususlardan bahsettikten sonra, sizlere bir KOBİ’nin izlemesi gereken rotayı çizmek istiyorum;


Şirketlerin Yazılım Hizmeti Satın Alırken Dikkat Etmesi Gereken Noktalar:


1) Departmanlar Bazında İşleri Tanımlayın:
a) Şirketinizin bütün departmanları için İş Akış Şemaları oluşturun, veya mevcut iş akış şemalarınızı gözden geçirip güncelleyin.
b) Dosya bazında, müşteri bazında iş akışlarını takip edin. İş Akış Şemalarınızın tutarlılığını kontrol edin.

2) Problemlerinizi Tanımlayın:
a) Departmanlar Toplantıları ve Genel Katılımlı Toplantılarla iş akışlarınızdaki problemlerinizi belirleyin.
b) Farklı departmanlarda aynı işe ya da dosyaya veya müşteriye yönelik olarak yapılan işlemleri tanımlayın.
c) Varsa mükerrer işleri tespit edin.

3) Hedeflerinizi Tanımlayın:
a) Departmanlar bazında ve Şirket Geneli için hedeflerinizi belirleyin.
b) Yazılım’dan beklentilerinizi ve Yazılım ile ulaşmak istediğiniz hedefleri belirleyin. Bu hedefler, hızlı gelişme, daha iyi müşteri hizmeti, daha iyi kalite veya daha düşük fiyat gibi belirgin şeyler olmalıdır.
c) Sadece bir departmanda kullanılacak bile olsa alınacak yazılım ürünün ya da hizmetinin, diğer departmanlardaki işleri, süreçleri nasıl etkileyebileceğini analiz edin.

4) Satın Alma Süreci:
a) Hizmet sağlayacak firmadan beklentilerinizi tanımlayın.
b) Piyasa araştırması yapın, sektörünüze hizmet veren firmaları veya benzer yazılımlar üreten firmaları tespit edin.
c) Firmalardan proje dokümanlarını ve takvimini de içeren detaylı teklifler alın.
d) Sağlayıcı firmalarla yüz yüze görüşün, firmayı ve ekibini iyi tanıyın.
e) Hizmet sağlayıcı firmalar hakkında referans araştırması yapın. Hizmet verdikleri müşterilerle görüşün. Hangi hizmeti aldıklarını, ürünün başarısını, memnun oldukları ve olmadıkları konuları irdeleyin.
f) Edindiğiniz bilgilerle her bir üreticinin zayıf ve güçlü yanlarını değerlendirin.
g) Hizmet sağlayıcı firma ile aranızdaki ilişkide olası her türlü durumun açıklandığı özel sözleşmeler hazırlayın.

5) Teknoloji Danışmanlık Hizmeti Alın:
a) İhtiyaçlarınızı doğru tanımlayabilmek için teknoloji danışmanlık hizmeti alın.
b) Size hizmet verebilecek kuruluş araştırmaları için teknoloji danışmanlık hizmeti alın.
c) Hizmet sağlayıcılar arasından doğru seçimi yapabilmek için teknoloji danışmanlık hizmeti alın.
d) Doğru ürünü seçebilmek için teknoloji danışmanlık hizmeti alın.


Hehe... Hadi şimdi bu yazıyı okuyan şirket sahiplerine satın o uyduruk yazılımlarınızıda göreyim :P

Coder Olmak

2 yorum

Coder Olmak.
Bu konu uzun zamandır bende takıntı olan tuhaf bir konu. Artık gınağı (bıkkınlık) geldi. Ağzıma geleni saymanın vaktidir :)
Bazı Programlama sitelerinde yetkili sayılırım. Birşey bildiğimden değil yanlış anlaşılmasın. Sadece sivri dilimden :) Bu tür platformlarda zaman zaman hak dene hakkı verilmeli düsturu içinde hareket ettiğimde doğrudur. Ama hak edenlerin haddi hesabı yok ki kardeşim. Hakeza başka platformlarda vya msn de. Ya bi sakin olun. Ağır olun. Paniklemeyin. Boynuz olun sonra kulağa geçin. Cin olun sonra adam çarpın. Bu gençlik benim ömrümü yedi.

Ben coder değilim, olmayada pek niyetim yok açıkcası. Birkaç tanıdığım CODER var o sebeple pek cazip gelmiyor halleri. Ama asıl mesele şu ki "Kimdir Coder?"
Kod yazan diye atlamayın hemen :) İlk manası elbette kod yazan. Ama anladınız siz benim neyi kastettiğimi. Bu bir ünvan.
Atalarımız ne demiş;
"Herkes programcı olabilir ama Coder olamaz"
"Programcı bugünü, Coder yarını düşünür"

Malum yurdum gençliği ya hobi olarak ya da okuldaki dersleri itibariyle programlamaya adım atmakta gecikmiyorlar. Çok güzel Allah zihin açıklığı versin. Bu gençler başta forumlar olmak üzere değişik platformlardan Help Me! demektedirler. Eh hadi buraya kadar da tamam. Ama.... Yardım istemenin de adabı maşeret kuralları vardır. Hadi bunları bilmiyorsun uyarılara da mı kulak asılmaz be gençlik? Burada iki şık devreye giriyor;

1. Yardım istediğine pişman olur ve küser. Hatta yapıcı uyarılara bile içerler.
2. Doğru dürüst yardım istemeyi öğrenir ve istediğini alır.

Her iki durumda da balık tutmasını öğrenmek isteyen çok azdır. Bu isteyenler arasından da öğrenenler abaküsle bile saymaya değmeyecek sayıdadır.

Asıl curcuna Veritabanı bağlantısını gerçekleştirip, 3-5 butona OnClick yazdıkları zaman başlıyor ki hiç sormayın. Daha dün "üstad bu butona basılınca 'Hello World!' nasıl yazdıracam ? diye sorduklarını çabucak unutan genç arkadaşların artık havasından geçilmez hale gelmiş oluyor. Bir de msn ye Kişisel ileti yazdılar mı tamamdır. "Ben coder oldum".. hııııı oldun canım.
Devam et sen bu kafayla daha çok şey olursun. Ama CODER ıııh... Sittin sene olaman... Öpücük.

Olayın görsel boyutu....

Eğitim Şart !

0 yorum

Eğitim Şart!

İnsanoğlu 6 aylıkken başlıyor çevresini gözlemlemeye birşeyler öğrenmeye başlıyor. 2,5 yaşında iken beyni bir Prof.'un 2 katı kadar kapasiteyle çalışıyor. Maşşallah Maşşallah... Sonra büyüyor, okula gidiyor. Daha 6 aylıkken birşeyler öğrenmek için etrafına bakınan, konuşma ve olanları anlamaya çalışan insanoğlu; bu hevesini fazladıyla uygulayabilme imkanı olan okulda başka biri oluveriyor. (İstisnalar elbet var.)

Henüz 3 yaşında "Anne ben okula ne zaman gidecem, bana ne zaman çanta-önlük alacaksınız" diyen çocuk, okul hayatının başlaması ile birlikte hayalleri trajedi, hatta kabusa dönüşmeyebaşlıyor. Peki ne oluyor da böyle olooooor?

Aslında durum basit. Çocuk araştırmacı, öğrenme azmiyle yanıp tutuşuyor.

Herkese herşeyi soruyor. Anne, baba, dede, öğretmen... Bir süre sonra aldığı cevapların şekli ve niteliği değişiyor. "Ya bi sus", "Bi o kaldı öğrenmediğin", "Senin yaşın küçük anlamazsın" gibi cevapları almaya başladı mı dünyanın hiç de tahmin etmediği kadar enteresan ve tuhaf olduğunu idrak etmeye başlıyor.

Yine aynı karakterler çocuklarının ilk yıllarında;"baba dedi baba", "kendi yemek yiyebiliyor", "çişini söylüyor".... durumlarından bir süre sonra iş değişir. "Oğlum sus bi", "elleme kıracaksın", "i daha çekmeceleri karıştırırsan sorarım sana"... gibi azarlamalarla çocukdaki Öğrenme, merak ve araştırma duygularını daha 3-4 yaşlarındayken köretmeye çaba sarfediyoruz.

Pısırık, korkak, çekingen bir evlat yetiştirdiğimizin farkında bile olmuyoruz.
Şimdi özetleyelim senaryomuzu. Senaryo dediysek dizi çekmeyecez. Gerçek senaryolar bu. Hayat hayat....

Bir çocuk var; Önce azimli, meraklı, çalışkan, hevesli, araştırmacı, çok zeki...

Okul yaşlarından itibaren aynı çocuk; Hayattan bezmeye başlayan, herkesin kendisiyle uğraştığı izlenimi içinde, öğrenme azmini kaybetmeye başlamış, merak duygusunun ne olduğunu yakında tamamen unutacağını bilen, pısırık ve korkak...

Sorarım size, biz neden kendi evlatlarımıza, gençliğimize bu kadar kötülük yapıyoruz? Sonrada "ya bu çocuk küçükken böyle değildi" diyoruz. Değildi tabi SİZ bu hale getirdiniz. Anne- Baba- Öğretmenler - Toplumun Tüm bireyleri...

Suçlular Ayağa Kalkın! desem tüm yurdum insanı ayağa kalmak zorunda kalır.
Neden böyleyiz, neden kendi evlatlarımıza bu kadar kötülük yapıyoruz. Sonrada "bizden bişey olmaz", "biz olmayız", "ne olacak bu memleketin hali" muhabbetleriyle suçlu papua yeni ginelilermiş gibi şuçlu ararız...

Utanın be. Ayıp ayıp. Koca koca adamlarsınız.

Şu anda böyle yetişen gençlik size sesleniyorum : Kendinize gelin, özünüze, çocukluğunuza dönün.. Unutun ane, baba ve öğretmenlerinizden yediğiniz azarları. Gene korkusuz, gene meraklı gene araştırmacı olun. Çünkü şu an her zamankinden fazla bilgiye açsınız.
Ailenizden veya okullardan aldığınızı sandığınız EĞİTİMİ ! unutun. Onlar sizi pısırıklaştırmakiçin verdiler o eğitimleri. Benim insanım, benim gencim pısırık olamaz. Lafla "ecdadımız şöyleyapmış, böyle yapmış" demekle siz bişey mi yaptığınızı sanıyorsunuz. Siz de yapın torunlarımız da bizlere desin.

Kimin EĞİTİM'e ihtiyacı var?

Ömrümü yediniz, ömrümü...

Biri Beni de satın alsın

0 yorum

Son zamanlarda Teknoloji Haberleri hep 'Bu şunu satın aldı' şeklinde.

Örnek :

Myspace, Photobucket’ı Satın Aldı!
Adobe, Scene 7′i Satın Aldı!
Microsoft'tan Yahoo'ya 50 Milyar $
GittiGidiyor derken Ebay'a Gitti...
Blogcu.com satıldı
Microsoft, İzmirli Devbiz'i aldı


Yetti artık canım, ne zaman keşfedileceğim. Artık birileri de beni alsın ya. Yetenek + Potansiyel + Zeka + Enerji +.....+ Bilimum fiziki ve kimyevi olgular yanında felsefi ve sosyolojik düşüneler = BEN Smiley

İşin şakası bir tarafa dünya artık iyice küçülüyor. Rekabetin tek ölüçsü $ olmuş. Büyük balıklar küçük balıkları hızla yutuyor. Ortada OLTA ile avlayabileceğiniz küçük balık kalmıyacak. Bunu görmek lazım. Hala balığı olta ile tutma niyetiniz varsa bir an önce vazgeçin. Kendinize ya başka yöntem bulun ya da küçük balık olun sizi de yutsunlar. Bazen yutulmak da güzeldir Smiley

Şahsi kanaatlerimden birisi de özellikle bu yıl kendini daha fazla hissettirecek ama asıl patlamaların önümüzdeki 2-3 yıl içide olacağına inandığım Bilişim Teknolojisindeki çok büyük devrim niteliğindeki buluşlar olacaktır.
Şimdileri pek de hayal edemediğimiz bir çok olgu hayatımızın vazgeçilmezlerine dönüşecek. Acaba biz (şahsımz, ailemiz, toplum, devlet, dünya..) buna ne kadar hazırız?

Bu satınalmaların bir yönü de güç birliği. Artık büyük şirketler bilişim teknolojisinde sınırları zorlamak, bir çok alanda aynı anda tekelleşmek için stratejik birleşmeler, satınalmalargerçekleştiriyor. Hepsinin amacı (Başta Google ve M$ olmak kaydıyla) Dünyayı Avuçları arasına almak. Bu basit bir tabir değil. Tamamen Dünyanın kontrolünün kendi ellerinde olmasını sağlamak tek amaçları. Yoksa siz hala bunu göremiyor musunuz?

Artık çevremize At Gözlüğüyle bakmayı bırakalım arkadaşlar. Tuhaf ön yargılarla, garip iç güdüsel gibi görünen ama aslında dikkatsizlik ve acelecilikten kaynaklanan hatalar yapmıyalım.

Hani bu günlerde herkesin dilinde olan Değişim Başladı lafı varya, çok doğru. Ama DÜNYA dabaşladı. Artık hiç birşey eskisi gibi olmayacak. Biz görürüz veya görmeyiz ama Parmak izimiz, TC Kimlik no (hatta barkodlu) ile neredeyse yatak odamız bile kontrol edilir hale gelecek.
Alışverişte, Yolculukta, İş yerinde, tatilde... hiç önemli değil. parmağını basmayan veya TCK sını cırtlatmayanı WC ye bile almıyacaklar. Buna hazır mısınız?

Hayır hayır, Farklı Konulardan bahsetmiyorum. Bunların hepsi birbirini tamamlayan konular. Çünkü bu YAKIN GELECEK...

Sonuç : Beni kimse alamaz. Ben kimsenin boyunduruğu altına girmem. Hür doğdum hüryaşarım, çılgınlık yapmaya çalışacağa da şaşarım. ÖZGÜRLÜK kavramını yeniden düşünün. Lütfen. Gerçekten ne kadar özgürüz? Ana babamız veya sevgilimiz, eşimiz giyimimize, gezip tozmamıza karışmıyorsa kendini Özgür (!) sayan Ey Yanılmış gençlik. Uyan artık. Uyan.....

Sus sus nereye kadar

0 yorum

Bu kadar susmak yeter dedim ve blog olayına ben de girdim. Tabi ben girdim ama bundan şimdilik kimsenin haberi yok :) Ama olacak. Olmalı. Çünkü burada başka bir dünya konuşacağız. Daha söyleyecek çok sözümüz var ama şimdilik sadece Vatana Millete Hayırlı olsun diyorum.