Bilişimcinin Reklam Kuşağı

0 yorum

Bu üstadlar bir alem. Mustafa ÖZCAN Hocam da döktürmüş :)


Bilişimcinin Reklam Kuşağı

Gece Tarifesi :

- Biz geceleri çok çalışıyoruz.
- Siz kim?
- Ben ve ev arkadaşım Hayrullah.
- Size geceleri çalışan programcı diyelim mi?
- Deyin bişey değişir mi?
- Değişir, sabah erken kalkamazsınız, benziniz sararır, gözleriniz morarır. Siz iyisi mi bizim yazılıma gelin, bizim yazılımda sabah çalışma saati projeye göre ayarlanır.

Bizim Yazılım
Bizim Yazılım
Bizim Yazılım

Yazılımcının önde gideni

Oğlum bakar mısın, çok yeteneklisin :

Bill Gates programcı bir çocuğa bakar ve ondaki yeteneği görür.

- Oğlum bakar mısın çok yeteneklisin, bu adresime mail atar mısın? der.
- Çocuk da kartvizite bakar ve billgates@hotmail.com olduğunu görür.
- Daha başlamadan jübile ! der.
- O kadar spamin arasında benim maili nasıl görecek...


Recep'in Pengueni :


- Birden bire garşıma çıkınca, gagası var gözlerinden biri güçük biri büyük bütün psikoallerjim arttı tabi.
Bu sırada Recep'in telefonu çalar.
- Recep Bey ben Microsoft'tan Pınar.
- Söyle bebişim.
- Recep Bey biz sizin bilgisayarınızda şöyle bir gezindik,
- Ne ! Neden !..
- Sizin iyiliğiniz için tabi efem. Sizin vista'ya geçmeniz gerektiğine kanaat getirdik.
- Nayır istemem benim için böyle bir fedakarlıkta bulunmayın.
- Ama Recep Bey bu şekilde daha mutlu olacaksınız. Hem xp'ye desteği de kesiyoruz.
- Hemen geçelim hemen geçelim. Fiyatı ne kadar bunun?
- 100 USD efendim.
- YUH ! Linux kullansam beş kuruş para vermeden hemi de istemediğin kadar yazılımla birlikte kullanacağım. Defol git başımdan beni Linux'umla baş başa bırak! Open Source'un keyfini çıkaracağım.


Bilişimci Nasreddin Hoca

0 yorum



Üstad Muharrem TAÇ'ın kişisel sitesine uzun zamandır ziyarette bulunmamıştım. Aklıma düşüverdi, bakıverdim. Çok hoş bir fıkra güncellemesine denk geldim ve sizinle de paylaşmak istedim.


Bilişimci Nasreddin Hoca

Nasreddin Hoca'nın bilgisayarı durup duruken kapanmış.
Nasreddin Hoca demiş ki:
-Ben zaten reboot edecektim.

---------------------------------------------------------------------------------------------------

Nasreddin Hoca arkadaşının serverını almış bir süre kullanmış ve geri verirken yanında bir PDA vermiş.
Arkadaşı sormuş:
-Hocam bu ne?
-Senin server doğurdu.
Aradan zaman geçmiş Nasreddin Hoca yeniden aynı arkadaşın serverını almış. Fakat bir türlü geri vermemiş. Arkadaşı serverı istemeye gitmiş. Nasreddin Hoca da demiş ki:
- Senin server sistem down.
- Nasıl olur Hocam. Koca server down olur mu?
- Doğurduğuna inanıyorsun da down olduğuna niye inanmıyorsun bre densiz.

---------------------------------------------------------------------------------------------------

Nasreddin Hoca'nın bilgisayarına lamer girmiş. Arkadaşları konuşmaya öğüt vermeye başlamışlar:
-Hocam firewall koysaydın,
-Hocam updatelerini yapsaydın,
-Hocam antivirüs kursaydın...


Nasreddin Hoca sinirlenmiş.

-Ulan hep bana kızıyorsunuz, lamer'ın hiç mi suçu yok.

---------------------------------------------------------------------------------------------------

Bill Gates Nasreddin Hoca'nın köyüne birsürü Windws server vermiş. Bu serverlar yazılım lisansları, update'ler ve danışmanlık ücretleri nedeniyle köylülerin altından kalkamadığı bir meblağa ulaşmış.

Köylüler Nasreddin Hoca'ya giderek:

-Hocam sen bizim büyüğümüzsün gel şu Bill Gates'e gidelim bu serverları alsın ucuz serverlar alıp Linux kuralım, cluster yapalım demiş.

Hoca da;

-Tamam tabi olur zaten ben özgür yazılımın en büyük savunucusuyum demiş ve önde Nasreddin Hoca arkada köylüler yola düşmüşler.

Yol gittikçe Nasreddin Hoca'nın arkasındaki köylüler azalmış. En sonunda Bill Gates'in karşısına Nasreddin Hoca tek başına çıkmış ve demiş ki:

- Ey yüce haşmetlü Bill Gates, senin bu windws 2003'ler bizi kesmedi sen bize windws 2008 ver.

---------------------------------------------------------------------------------------------------

Micrsoftçu Nasreddin Hoca open source portal açmış.

Open source camiası gülmüş ve:

- Yapma hocam hiç koca open source camiasında bu portal tutar mı? demiş.

Nasreddin Hoca cevap vermiş:

-Ya tutarsa!.

This blog for Sale ( Satilik Blog) Only 1000$

0 yorum

Malum çok para lazım. Bunun için aklıma gelen herşeyi değerlendirmek istiyorum. Bugün düşündüm taşındım satacak neyim var diye. Önce hiçbir şey bulamadım. Çünkü 1 pantolon 1 gömlek filmdeki gibi "Çıplak Vatandaş" idim ben.

Sonra daha detaylı düşündüm. Ya dedim benim PR si 3 olan hit'i budu yerinde bir blogum var. eee varsa var nolcak. Kim ne yapsın senin blogu :) Birileri bişey yapar ya da yapmaz. Diyelimki talıplisi çıksa kaç para ederki diye düşündüm.
Sonra hani malum web sitesine değer biçen web siteleri var. Onlardan blogumun değerine baktım.

Tabi değişik sonuçlar çıkıyor. 103 $ dan 1635.2 $ a kadar.



Ne diyeyim umut dünyası. Belki bir alıcı çıkar anlaşırız. Elalem gibi evimiz, arsamız, arabamız yoksa da delikanlı gibi blogumuz var!

Gel vatandaş gel, sahibinden çok kullanılmış, hit ve karakter sahibi bloga gel!



My site is worth $1635.2.
How much is yours worth?


Kimlik Degistirme Macerasi

0 yorum




Malum boşandık ya nufus cüzdanımızı değiştirelim dedik. En yakın nüfus müdürlüğüne gittim. Memur Bey! e izah ettim durumu.
- "Bu ilde ikamet etmediğiniz için veremem" dedi.
Nasıl olur MERNİS miş, online network ağıymış falan çok tekniğe dalmadan dedim ki;
- Ben Türkiye'nin her yerinden değiştiririm memur bey! desem de beyefendiye bununla ilgili bir yazı gelmediği için Nuh dedi Peygamber demedi.

Kan beynime hızlı çıkar benim. Bağırdım hafiften :) ama çare olmadı.
O sinirle Biraz daha büyük yakındaki bir başka ilçeye bastım gittim. Ben yanlış birşey istemiyorum ki. Ya da olmayacak birşey. Bu cüzdanı bana vermek zorundalar.

Yeni nüfus memuruna izah ettim durumu.
- Elbette alabilirsiniz dedi. Sıram gelince de cillop gibi sıfır km. memurdan olan nüfus cüzdanımı aldım.

Dönüşte şeytan dürtükledi tabi... :)
İlk memura, konuyla ilgili kendisine yazı gelmeyene, 60 yaşlarında olana, muhtemelen ilk yada orta okul mezunu olan Bey! uğramak lazımdı.
Ağzının payını vermek, kefukarla uğraşmaması gerektiğini, karşısındaki her vatandaşın koyun olmadığını anlatmak gerekti.

Girdim içeri elimde yeni nüfus cüzdanım malum memura yüksek sesle seslendim:
- Size gelmeyen yazı X nüfus müdürlüğünde mevcutmuş. Yeniledim. Evraklarınızı kontrol edersiniz artık. Dedim ve karşılık vermesine müsade etmeden döndüm gittim.
Hoş girdiği şok ile pek karşılık verecek durumu da gözükmüyordu ya neyse...
Az sonra da ilgili devlet birimine bir mail atcağım :)

//------

Ayrıca elime itinayla ulaştırılmayan Kredi Kartımla ilgili, bankama attığım mail sonucunda bana döndüler. Durumu teyit ettim ve en yakın şubeye yönlendirmelerini rica ettim. Kabul ettiler ve ilgileneceklerini söylediler. KuryeNet ile ilgili düşüncelerimi de paylaştım ve aynı firma ile ilgili çok şikayet aldıklarını öğrendim.

Bugün eğlendim ben ya :) Adrenalini seviyorum. Hakkımı aramayı seviyorum. Nus ile uslanmayanı Tekdir etmeyi de seviyorum. (Köteğe karşıyım)

KuryeNet : net olmayan hizmet

1 yorum

Önce turkcell şimdi de KuryeNet. Nedir benim bu kurumsal görünümlü vatandaşı enayi yerine koyup, istedikleri gibi oyun oynayan şirketlerden çektiğim.
Yıllardan sonra ilk kez Kredi kartım olacaktı. Bu yaşıma kadar tenezzül edip borç altında ezilmek, alışveriş çılgınlığına koşar adımlarla katılmak istememiştim. Ama artık ben de CIRTT yaptırmak istemiştim. Bu masumane isteğim başvurduğum banka tarafından şiddetle haklı bulunmuş ve bana CIRTT Kartımı KuryeNet ile yolladığını beyan etmişti.

Bekle Allah bekle gelen giden yok. İstanbul merkezi aradım İlgili İlin şubesinde kuryeniz cevabını ve o şubenin telefonunu aldıktan sonra, geçen hafta Perşembe günü telefon açtım.
- Evet bizde.. dedi.. Peki ne zaman BEN DE olacak ? dedim.
- Önümüzdeki günlerde dediler.
Tabi karşılarında yurdum koyunlarından var sandı garibim...
Dedim ki; Beyefendi, baya yuvarlak bir cümle oldu bu. Sizce ben bunu yer miyim?
- nasıl anlamadım dedi...
- Bana net cevap verir misiniz lütfen dedim... yanındakilerle birşeyler konuştu sonra bana ; Bu hafta içinde dedi.. Hadi bakalım bekliyorum dedim..

Tabi gelen giden yok. Bu gün tekrar aradım. Tabi aradım demek yanlış, 33. dk da ancak bir muhattap buldum karşımda. Dedim durum böyle böyle ne iş?
Karşımdaki hanımefendi Ayın 2 sinde yani 2 gün önce adresime uğranmış ama ben yokmuşum deyince kan beynime sıçradı.
- Hanımefendi utanmıyor musunuz yalan söylemeye? Ben 7/24 bu adresteyim, dedim.
Afalladı tabi... Neyse dedim ne zaman teşrif edeceksiniz onu söyleyin? Perşembe günü... Bugün pazartesi siz geçen hafta başında elinize ulaşan kuryeyi önümüzdeki perşembe diye gün veriyorsunuz öyle mi? Peki ben gelip alayım...
- Haşaaa beyefendi elden teslimatımız yok...
- Peki hanımefendi kafanıza göre takılın. İlgili kurum ve mercilere şikayet edeceğim bilesiniz dedim kapattım.

Merkezlerine durumu anlattım kısaca;

Daha önce de mail atmıştım.... Aydın şubenizde kredi kartım var ama bir türlü getirip teslim etme tenezzülünde bulunmuyorlar.
Ben gelip alayım diyorum olmaz burdan teslim yapamayız diyorlar... Niye 10 gündür getirmiyorsunuz diyorum YALAN söylüyorlar "Ayın 2 sinde adresinize uğranmış yokmuşsunuz!".... Ben 24 saaat adresimdeyim. Benim hem evim hem işim burası... geceleri bile burada kalıyorum.
Az önce Aydın şubenizden 30 dk uğraşla telefonu düşürüp görüştüğüm bir kişi bana bu şekilde yalan beyanda bulundu. Ne zaman getirebilirsiniz o zaman ? diye sorduğumda da perşembe günü dediler.... Bu kadar lakayıt bir kurum görmedim.
Umuyorum ki firmanız değil sadece benim muhattap olmak zorunda kaldığım AYDIN şubeniz bu lakayıtlık içindedir.
Şayet öyle ise size AYDIN şubenizi şikayet ediyorum. Gerekeni yapar ve bu sorumsuzluklarına son verirsiniz.

Eğer bu hafta da Kredi kartım elime ulaşmasın ben de hakkımı yasal yollardan arayıp, maduriyetimin tazmini işlemini de başlatacağım...

Saygılarımla..


Sonra da Bankama durumu anlatan bir mail attım. Sonuçta ben onların müşterisiyim ve madurum...

Bakalım ne olacak :) Çatmayın kardeşim bana. Ben yemem.... Hayvan terli.
Borçsuz, dertsiz, sorunsuz, sağlıklı günler dilerim...